Okul sürecimizin ilk anlarından beri çoğumuz bir unsuru daima dört gözle bekleriz. O ana ulaşana dek geçirdiğimiz süreler bizim için bir ömür gibi oluverir. Ve her ne hikmetse o anı yaşadığımız süreç de bize masal gibi tatlı ve kısa gelir…
Bahsettiğim şey biz öğrencilerin en tatlı zamanı olan; Yaz Tatili…
Ne yaparsınız yaz tatilinde? Ya da bu soruyu genişletip şöyle sorayım: Tatillerde ne yaparsınız? Tatildeki vaktinizi nasıl geçirirsiniz? Cevabı çoğumuz şu iki kelimeyle özetleyebiliriz; yatmak ve gezmek…
Kökü “Atalet’’ sözcüğü olan ve “işsizlik, hareketsizlik’’ anlamlarını karşılayan tatili biz öğrenciler sadece yatarak geçirmemeliyiz. Gençliğimizin armağanı enerjimiz, bilgisayar önünde, telefon başlarında harcanacak kadar düşük voltajlı değildir; onun enerjisi İstanbul’u feth edecek kadar yüksek, Fatih’ler, Süleyman’lar olabilecek kadar güçlüdür. Hal böyle iken kendimizi geliştirebileceğimiz en değerli ve en müsait zamanımızda enerjimizi boşa harcamak bizim için sadece israf olur. İsraf da bildiğimiz gibi haramdır.
Peki ne yapmalıyız? Bu vakitlerimizi nasıl geçirmeliyiz?
En basit şekilde, boş vakitlerde yaptığımızı yapalım. Çoğu kişiye boş vaktinizde ne yaparsınız? Diye sorsak, alabileceğimiz en net cevap kitap okumak olsa gerek. (Aslında kitap okumak için vakit ayırmalıyız…) O halde biz de öyle yapabiliriz.
Yazı da yazabiliriz. Fikirlerimiz, düşüncelerimiz enginlere sığmayacak kadar geniş iken onları içimizde tutmak ve paylaşmamak cimrilik olur.
Kur’an-ı Kerim de öğrenebiliriz, öğrenmeliyiz… ’’Ben zaten biliyorum…’’ Diyenlerimiz vardır belki, ama Kur’an’ı eline alıp bir iki satır okumak, öğrenmek olmaz, sadece okumak olur.
Yanında bir de Kuran-ı Kerim meali okuyabilirsek, bir şeyler öğrenmiş oluruz. Çünkü bir Müslümanın hayatı Kur’an gibi olmalıdır.
Kendimizi elbet dinlendireceğiz. Uyuyacağız, fakat daima da uyanık kalacağız. Bizler vaktimizi boşa geçirenlerden olamayız, çünkü biz ilk emri ‘’Oku!’’ olan bir dinin temsilcileriyiz.
Tatili her an yatarak geçirmemeli bir Müslüman, sebebi ise; “İşimiz vaktimizden çok’’da ondan…
O’na emanetiz…
Dua eder, dua bekleriz…
Yazan, Alican Kızıldaş