Terzilik mesleği zamanın çok ilgi gören ve günümüzde artık çırak yetiştirmeye bulunamayacak hatta bulunmayan ilgisi azalmış meslek dalları arasında yukarı seviyelerde.Terzilik güzel olduğu kadarda da tecrübe, sorumluluk, iş ahlakı, ahde vefa isteyen ve esnaflığı seven kişilerin mesleğidir.
Terzilik, insan olarak mesleğe hazır bir o kadar da geniş gönüllü olunması gerekmektedir. Çünkü 7 yaşından tutunda 70 yaşında olan kişilerle yaşlarına göre davranmak çocukla çocuk, büyükle büyük, duyarlı ve sabırlı hizmet etmelisiniz ki mahalle halkı sizi sahiplensin kabullensin ve güvensin.
Terzihaneye gelen müşteriler ile ustamın aralarında gecen o tatlı ve ileri seviyede hoş muhabbetlerden hep kendime pay çıkardım. Terzihaneye bir şeyler diktirmek isteyen gelen giyimi, kuşamıyla ve konuşmasıyla tam bir İstanbul beyefendisi müşteri işlerini bitirdikten sonra ayağa kalktı ustama döndü ve gözlerindeki memnuniyet ifadesi ile gülümseyerek ve yürekten “herkes mühendis olur, doktor olur, hukukçu olur ama esnaf olamaz” dedi, teşekkür edip kapıya yöneldi. İşte o an ustam ve ben göz göze geldik mahcubiyetle. Ustam beyefendiye “Estağfurullah bizim görevimiz” diyerek uğurladık.
O an geçen konuşma bizi çok memnun etmişti…
Ne iş yaparsanız yapın, hangi mekanda olursanız olun, işin ve mekanın hakkını vermeli, işte o zaman gönlümüz huzur bulur ve bununla birlikte takdir görürüz.
Terzihane ve berberler benzer hizmet sektörleridir iki meslekte “makasa minnettardır”. Terzihane ve berber dükkanlarında genelde ülkenin en popüler durumuna göre ekonomi, siyaset, spor üzerine tartışmalar seyrini alır, bazen de konuşmalar mahallenin en popüler durumuna göre hükümet kurulur, hükümet yıkılır, kimler kimlerle beraber, kim ihtiyaçlı, kim hasta,kim zengin üzerine makaleler ve tezler yazılacak yeterlikte konu başlıkları ortaya çıkarılır.
Terzihane bazen de bir emanet dükkânı, “usta şu eşyalar beş dakika şu köşede dursun yan dükkana uğrayıp alacağım”,” ustam ben pazara gidiyorum oğlum kızım öğlen okuldan gelecek anahtarları sende alırlar”, “ustam telefonla konuştum akşam parayı senden alacaklar”. “Arabanın anahtarları sende kalsın ben il dışına çıkıyorum” ve daha bir sürü benzeri güzel ve tam teslimiyet güven ortamı içerisinde sosyal hizmet veren bir ekmek teknesi.
Terzihanenin belki de en anlamlı zamanlarından olan dini bayramlarımız, günü ve zamanı yaklaştıkça farklı bir heyecan ve özen dolar insanların içine terzihaneye gelen müşteriler bayramlıklarını getirdiklerinde diğer günlere nazaran daha dikkatli ve daha özenli ölçü verirler, tam teslim ustayı dinlerler, usta direktif verir, “kıyafeti giyecek misin, dik dur, düzgün dur, kaldır kolları, uzun mu olsun, bilekte mi olsun” gibi terzihanenin jargonuna uygun sözlerini usta sıralar ve harfiyen yerine getirilir. Ve arife günleri akşam geç saatlere veya sabaha kadar süren çalışma temposu ile biz çalışanların içerisine neşe ve heyecan dolar, çünkü yarın bayram ve insanların yarına istedikleri gibi giyinmelerini sağlamaya çalıştık stresi olduğu kadar da mutluluğu anlatılamaz, yaşanmalıdır…
Sözleri bitirir, toplarken; İnsanlığa sabırla hoş görüyle isteyerek hizmet etmektir “Esnaflık” ve biz de usta demek “Baba” demektir.
Yazan, Burak Polatcan