Bir hayat düşünün, içinde; ev, araba, eş, çocuk, anne, baba hayatın içindeki her şey var. Bu hayat da, her hayat gibi birçok sıkıntıdan geçmiştir. Bundan yıllar önce hiçbiri iken, şimdi birey olmanın bir nedeni var. İnsanlar hayata figüran olarak başlarlar. Bu figüranlık döneminde birçok olayda yer almışlardır. Ama bu olaylar kendine ait veya bir tercih değildir. İnsanlar figüranlık döneminde birçok hayata dokunurken kendi hayatlarını arka plana atmışlardır. Bazıları bunun farkına varıp kendi hayatlarını kurmak için çaba göstermeye başlarlar.

Bu süreç yardımcı oyunculuğa geçiş dönemidir. Artık söyleyecek sözleri vardır. Bu dönemde insanlar oyunculuğu öğrenmeden, oyuncu oldum havasındadırlar. Bu durum hüsranla sonuçlanırken, bazıları oyunculuğu öğrenerek kendi hayatlarını kurmayı başarmışlardır. Bu dönemde oyuncular akraba ilişkilerini sıkı tutarak anne, baba( yönetmen)larının sözünden çıkmazlar. Oyuncular bu dönemi kendini tanıma dönemi olarak da nitelendirmektedirler. Hayat ne yazıldıysa onu yaşamaya devam etmektedir. Yeni yeni yönetmenler, hayat kurma mücadelesine düşmüş ve artık kendi filmlerini oynatmak için kendilerini göstermeye başlamışlardır. Filmde birçok olayla karşılaşabilir ve ya erken finalle filme veda edebilirsiniz. Öyleyse önemli olan başkalarının filminde yönetilmemek.

FİLM’i, siz çekin, siz oynayın…

Şu nu da unutmayın; bunlar, figüranlık, oyunculuk, yönetmenlik,  sadece dünyada işe yarıyor, yapmamız gereken de film karakterliği gereği rol değil, hakikattir…

Yazan, Suat Tor…