Annemi sevdim.
Annemi sevdim.
Annemi sevdim.
Ben en çok annemi sevdim sonra sevmeyi sevdim.
Ama öyle alelade herkes gibi değil.
Şiir gibi başladım söze belki ama sevmek de bir şiir değil mi zaten…
Öyleyse devam edelim şiirimize.
Suriye’den gelen babanın evladını 5 yıl öldü sanıp yıllar sonra kavuştuklarında yürek parçalayan, nefesi alıp da geri verilemeyen düğüm düğüm kalan boğazı sevdim.
Bir bebeğin ilk doğduğu anda hıçkırıklarla ağlarken doktorun bebeğin yüzünü annesine dayadığında ilk kez gördüğü annesinin nefesinden, kokusundan onu tanıyıp ani bir sessizlikle kokusunu içine çeke çeke hasret gidermesini sevdim.
Bir babanın iş dönüşü bakkaldan ekmek alıp salına salına elinden ekmekle evine gitmesini sevdim.
Bayramlarda kapı kapı gezen çocukların hangi kapının bayram harçlığı, çikolata verdiğini diğer arkadaşlarına söylerken yüzündeki günahsız gülüşlerini sevdim.
Cuma vakti etrafı bir telaş sarıp da titreye titreye abdest almaya çalışan, her ağzına burnuna su verdiğinde “Affet Ya Rabb, bu aciz kulunu Affet” diyen dedelerin sesinde ve sözlerindeki teslimiyeti sevdim.
Ahşaptan yapılma eskimiş evleri, okunmuş kitapları, gözyaşına değmiş şiirleri.
Yaratılanı nasıl sevdin? Diye sorsalar, onu da anlatmaya kelime hazinem yetersiz kalır, derim.
“Sevmeyi sevmek” neden dedim diye sorsalar, bu bana daha masum geliyor, derim.
Sevmenin ve sevilmenin güzelliğini en hakikatli şekilde anlatan, kelimelerinin anlamlarıyla sınırlanamayacak sevginin ve sevgilinin, kâinatın en güzel örneğini okuyor ve bütün anlamları kâinatın sebebinde gizli buluyorum.
Hz. Aişe annemiz Peygamberimizle (asm) yeni evlenmişti. Eşinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi. Ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini?
Hz. Aişe bu düşüncesini Peygamberimizle (asm) konuşmadan edemedi.
– Ey Allah’ın Resulü beni seviyor musun?
– Evet ya Aişe tabi seviyorum.
Hz. Aişe dahasını da merak ediyordu. Acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
– Beni nasıl seviyorsun?
Peygamberimiz (asm) sevgi şeklini tanımladı eşine:
– Kördüğüm gibi.
Bu cevap Hz. Aişe’yi çok sevindirdi. Çünkü kördüğüm açılmazdı. Açılmayan bitmeyen sırlı bir sevgi demekti.
Alacağı cevap onu çok mutlu ettiği için Hz. Aişe sık sık sorardı:
– Ey Allah’ın Resulü kördüğüm ne âlemde?
Peygamberimiz (asm) Hz. Aişe’yi memnun eden cevabı verdi her defasında:
– İlk günkü gibi…
Sevmekte de eşsizdi O…
Bende Efendimi, “İlk günkü gibi, Kördüğüm gibi” seviyorum…
Şiir bitmedi…
Yazan, Zeliha Günültaş