Bekledik, sabrettik, bedenimiz gönül oldu, gözler yolda, hasret dolu bakışlar ile bakarken, sonunda kavuştuk beklenen günlere. Hamd bizi Şehr’i Ramazan-ı Rahmet’e kavuşturana olsun…
İman ve İtikad’ın sorgulandığı, Sözde Müslüman mı? Özde Müslüman mı? olduğumuzun isbatı olan, mübarek günler geldi, el-hamd…
Tabi bu mübarek günlerin rahmetinden tüm hücrelerimizle faydalanmak adına bir menümüz olmalı. Bu menü tahmin ettiğimiz gibi veya beklediğimiz gibi bir menü değil. Yani; aman sahurda meyve, sebze, peynir zeytin ile geçirin. Akşam geç olacağından hafif gıdalar tüketin, çorba, sebze yemekleri, meyve vs. gibi değil, menümüz. Bu menü başka menü…
Rahmet-i Rahman Cenab-ı Allah, bizlere “Bakara süresi / 185. Ayet”inde bahsettiği, emrettiği (Okuyalım) “Başı Rahmet, Ortası mağfiret, Sonu cehennem azabından kurtuluş” olan bu kutlu ibadet ile bizlere engin hazinelerinden vermek, vermek, vermek istiyor…
Peki bizler bu hazinelerden faydalanmak, ödüle hak kazanmak için hakk için neler yapmalıyız.
Dua niteliğinde tavsiyelerimiz şöyledir;
Her gece Yatsı / Teravih namazımızdan sonra, mutlaka 1 saat dahi olsa uyuyalım, ki TEHECCÜDün eşsiz güzelliğini tadalım…
İftar ve sahurlarımızda aşırıya kaçmayalım. Gönlümüz, gözümüz mütevazi olur ise, soframızda mütevazi olur. Doyar…
Dost meclisleri iftarlarda kurulmasın sadece, sahurlarda da hemhal olup halleşelim dostlarımızla. Ve bu buluşmalarımızda mutlaka Rahman’ın, Rasûlullah’ın söz sofraları da açılsın…
Kur-an’ı Kerim ile mesaimizi arttıralım. Bilmiyor isek öğrenelim. (Emin olun ki 1 hafta içinde öğrenebiliriz, Kelam-ı Hakk olan kitabımızı) biliyor isek, en az 1 hatim okuyalım, dinleyelim. Meal okuyalım. Ezber yapalım. Ezbere bildiğimiz, namazlarımızda okuduğumuz ayetlerin, surelerin meallerine bakalım ve artık hissederek okuyalım…
En az 100 tane Hadis-i şerif okuyalım. Peygamberimiz Efendimiz bizlere neler söylüyor, hissedelim, yaşayalım…
Evlerimizi mescide çevirelim. Ailemizle hasbi-haller yapalım. Birlikte dualar edelim. Cemaat yaparak namazlar kılalım. En önemlisi belki de, bizbirimizin gözlerinden içeri, gönüllerine hasretle bakarak “Seni Seviyorum” diyelim.
- Anneciğimize, Anneciğimize, Anneciğimize, Babamıza, Eşimize, Cennete bilet Evladlarımıza, Dostlarımıza, ve daha…
- Hakk’ın Rahmetine kavuştu iseler, kabirlerinde konuşalım onlarla. Bayram gününü, arefe gününü beklemeye gerek yok.
- Anne adayı hanım kardeşlerim, baba adayları kardeşlerim de doğacak bebeleri ile konuşsunlar. Merak etmeyin sizi duyan var…
Peygamberimiz Efendimizin hayatını okuyalım, Sahabe efendilerimizin hayatını, ilmi ile amil ölümsüz ADAMların hayatlarını okuyalım. Nasıl yaşamışlar anlayalım, hissedelim…
Evlerimizde Hüzüntü (Hüzün+Üzüntü) hali var ise, ortadan kaldıralım, birbirimize sımsıkı sarılalım. Birlikteliğimizin kıymeti bilelim…
Yola çıkalım. Dostların yoluna. Yaşayan, bedeni ölen farketmez. Canlı, cansız farketmez. Yola çıkalım…
Dua, Dua, Dua edelim. Kendimiz için, Ümmet için, Mazlum İslam alemi için, Mazlum insanlık alemi için. Bizi üzenler için, gönlümüzü yakanlar için, Allah’a İltica edelim…
Her an Allah ile olalım, her an Allahlı olalım. Konuşmamızda, susmamızda, Hakk Teala’yı analım, düşünelim. Onu üzecek işlerden berî olalım. Allah ile DOST olalım…
Değeri tartışılmaz Dostlar, menümüz uzadıkça uzar. Biz gücümüz nispetinde paylaşımımızı yapmaya çalıştık…
Söyleyecek çok söz var…
Söyleyecek hiç söz yok…
Kısa ve öz olarak; Siz ne Yapmanız gerektiğini biliyorsunuzdur…
Afiyet olsun…
Yazan, Ahmet Gazi Ayhan Aydın