Zaman…
Üzerine düşünülmesi -yetmez- bir kavram…
Allah azze ve celle’nin üzerine yemin ettiği, Efendimiz (s.a.v.)in kıymetini biliniz diyerek uyarıda bulunduğu hak ve hakikat kavramı. Bu sebeple “Zaman” üzerine sadece düşünce yetmez, özgür bir tefekkür gerek. Özünde Kur’an olan…
Gönlü saf ve temiz, iman yüklü, cennete bilet bir genç ile aramızda “Zaman” üzerine bir hasbihal geçti, geçmiş zaman. Ve her şey aslında bu kocaman yürekli gencin “Bereketsizleşen İnsan mı? Yoksa zaman mı?” sorusu ile başladı. Ne kadar kocaman ve üst perde bir soru. Bu soruyu sormak dahi dert ve dava ehli adayı olmanın göstergesidir.
Gönlümüzden dökülen tüm sözlerimiz gençlerimize “Dua” olsun. Amin…
Aramızdaki diyaloğu Ben (B) ve O (O) diyerek aktaracağım:
O : Bereketsizleşen İnsan mı? Yoksa zaman mı?…
B : İkisini de Allah yarattı. Ama zamanı kullanmayı, tasarrufunu insana verdi. Soru mükemmel. Beni de heyecanlandırdın. İzninle şöyle yapabilir miyiz? Birlikte yoğun bir beyin fırtınası… Hazır mısın?
O : Bilemiyorum ki… Fakat bildiğim bir şey varsa, bu aralar zamanın farkında pek değilim sanki. Ya da zaman yetmiyor gibi geliyor bana.
B : Eğer zaman yetmiyor diyorsan unutma ve emin ol “Allah zaman içinde zaman yaratır“. Hadi üretelim, devam edelim.
O : O zaman kul zamanı iyi kullanamıyor. Peki nasıl kullanacak?
B : Bu durum kulun becerisine bağlı. Kulun, kulluk becerisine. Kul olma becerisine bağlı. Verilen görevler yerine getiriliyorsa, kul o zaman kul olur. Ama heva ve heves peşinde harcanan bir zaman var ise kul, pul olur.
O : Mesela kul az uyuyacak ki gelişsin. Uykumu azaltmak istiyorum fakat zorluk çekiyorum. Düzenli bir zaman kullanımı sağlayamadım.
B : Bak görüyor musun her şey yine kulun kendisi ile alakalı. Mesela önceliklerimizi iyi belirlemeliyiz. Şuan veren olma zamanı. Genç ve ilim yolunda iken vermek, gelecekte alacağın ödüllerin hazırlayıcısı ve kazancın habercisidir. Eğer bugün sen heva ve hevesinden ki bunlar arasında uykun, gereksiz gezmelerin, sosyal medyada geçirdiğin boş zamanların vs. vs. bunun gibi nice örnekler var, vazgeçebilir isen başarı gelir, öyle ki bunun dengesini iyi kurmalıyız. Eğer bunlar hayatında yok denecek kadar az ise ki senin hayatında öyle olduğunu biliyorum, doğal olarak sen zamanın kıymeti yolculuğunda bir hayli önemli mesafe kat etmiş bulunuyorsun aslında, bilmeni isterim…
O : Örneğin, Hava kararınca psikolojik olarak uykum geliyor.
B : Bu durum günün yorgunluğundan olsa gerektir diye düşünüyorum. İlim yolunda olmak yorucudur. Ama “ne tatlı bir yorgunluktur o” diyerek içinde bulunduğun kutlu vazifeyi hatırlatmak isterim.
O : Kesinlikle. Bu son söylediğiniz benim motivasyonum aslında.
B : Hehh. Öyleyse anlaşabildiysek, neler yapmamız gerektiği konusuna geçebiliriz. Hazır mısın?
O : Hazırım…
…
…
Hasbihalimiz bir süre daha devam etti ve asrın en büyük problemlerinden biri olan zaman kıymeti üzerine konuştuk…
( Devam Edecek… )
Yazan, Ahmet Gazi Ayhan Aydın