Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicreti, İslam Tarihi’nin en mühim olaylarından biridir. Çünkü Hicret-i Nebevi, İslam ve Müslümanlar için tam bir dönüm noktasıdır. Siyerdeki diğer olaylar gibi tüm zaman ve mekânlarda insanlık için birçok ders ve ibret-i içinde barındırır. Biz Müslümanlar her sene hicri yılbaşını kutlarız ve sahabenin Allah’ın dinini yaşamak için yurtlarından, mallarından ve sevdiklerinden nasıl ayrı kaldığını hatırlarız. En önemlisi de hicreti nebeviden hicretin manalarını öğrenmek ve kendi yaşadığımız zaman ve zeminlerde sahabenin rolünü oynamaktır.

Hicret tarihteki en mühim olaylardan biridir çünkü her zaman ve mekâna yeni manalar taşır. Hicret sadece efendimizin Mekke’den Medine’ye intikal etmesi değildir. Bu yolculukta vücut bulan bir ruhtur. Kıyamete kadar taşınacak manalar içerir. Efendimiz; “Tövbe bitene kadar hicret bitmez, güneş batıdan doğana kadar da tevbe bitmez” diye buyuruyor. Hicret tövbedir dolayısıyla kalp ve beden ile Allah’a yönelmektir. Müslümanın haramlardan ve Allah’a isyandan hicret etmesi, küçük ve büyük günahlardan uzak durması gerekir. Efendimiz buyuruyor ki “Muhacir hata ve günahlardan hicret edendir, muhacir Allah’ın yasaklarını terk edendir, hicret görünen ve görünmeyen fahşiyatı terk etmektir.” Buraya kadar olan kısımda hicretin sadece Mekke’den Medine’ye intikal etmek olmadığına dikkat çekmek istedik. Okuyucularımızın özellikle Efendimizin hadisleri üzerinde tefekkür etmesini ve hicretin manalarını iyice anlayıp hayata taşıma adına adımlar atmasını niyaz etmekteyiz.

Efendimiz buyuruyor ki “Mekke’nin fethinden sonra artık hicret yoktur. Lakin cihat ve niyet vardır. O halde sizde savaş için çağrıldığınızda icabet edin.” Müslümanlar mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler. Cihad askeri fikri siyasi ve iktisadi birçok alanda olur. Ayrıca cihadın ve hicretin imanla yakından ilgili olduğu da unutulmamalıdır. Efendimiz imanın rükünlerini açıklarken efendimize şöyle sorulur “En efdal iman hangisidir?” Efendimiz; “Hicret” der. Sonra “En efdal hicret hangisidir?” diye sorulur. Bu kez de Efendimiz “Cihad” cevabını verir. Hicretin bir manası da amellerde niyet ve ihlastır. Müslüman yaptığı veyahut yapamadığı her işte iyi niyetli olmalıdır, zira Allah Resulü şöyle buyuruyor “Ameller niyetlere göredir. Herkes niyet ettiğinin karşılığını alır. Kimin hicreti Allah ve Resulüneyse onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadınaysa onun hicreti de hicret ettiği şeyedir.” Hicretin bir manası da kötü arkadaşlıklardan salihlerin sohbetine hicret etmektir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; Ey iman edenler Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun. Peygamberimizde konuyla ilgili “Kişi dostunun dini üzeredir, o halde her biriniz kiminle dostluk edeceğine dikkat etsin.” Buyurmaktadır. Biz bu yazımızda âcizane okuduğumuz eserlerden öğrendiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmaya çalıştık. Rabbim önce yazanın yazdığıyla okuyanında okuduğuyla amel etmesini nasip etsin.

Yazar, Muhammed Emin Yıldız ( Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi )