Günlerden geçendi,

Nice geçenler gibi,

Geçip de gidenlerden, bir gece,

 

Bir destan okudum,

İçinde kocaman ADAMların olduğu,

Küçük küçük hikayelerin kaydolduğu.

 

Ne tuhaf,

Destan deyince akla bin yıllar gelirdi,

Oysa ki bu adamlar daha dün yaşamışlardı,

 

Ne acı,

Aynı zamanın içinde,

Bu adamlardan bîhaber yaşam,

İste budur aklımdaki karmaşam,

 

Ne kötü,

Öfkeleniyor gözlerim,

Kan çanağına dönüyor,

Hiddetten kıpkırmızı,

Bu acziyetin hiddeti,

Bu renk acziyet kırmızı,

 

Ne yazık,

Mış gibi geçmiş ömrüm,

Ve geçip gitmekte günüm,

Acı çekmekte gönlüm,

 

Gittiler,

İsimler geliyor gözümün üstüne,

Bir yumruk gibi

Morartamıyor ama,

Ne kadar da kalınlaşmıs derim,

 

Gittiler,

Halil varmış, gitti,

Ömer varmış gitti,

Muhammed varmış meleğin, o da gitti,

Ve daha ne Adamlar,

Hepsi gittiler,

Sessizce bağırıyorum ardları sıra,

Bu gidiş nereye,

Bizi de alsaydınız ya,

demek geçiyor,

Demek bile, geçip gidiyor…

 

Bu ne beceriksizlik böyle,

Bir Tutamıyoruz, anı, zamanı, fırsatı

Hep bir kaçırma psikolojisi,

 

Ne saçma,

Gevşek ben,

yok aslında,

Gevşek biz,

Bugün acımak yok, acziyete, bize

Tokat üstüne, yumruk var.

 

Gittiler işte.

Bize bakıyorlar,

Ağlıyorlar mı acaba, halimize,

Bizim ağladığımız gibi gidenlere,

Belki de ağlamak gerek halimize,

Görünen o ki ağlayan biziz,

Ammaaa,

Oysaki, herkes ağlıyor bize,

Fakat, Gidenler en çok…

 

Peki bize ne düşüyor,

Kısmetimizden ne teptik, peki.

Yormayalım kendimizi, yormadığımız gibi,

Yorulmadığımız, yoğrulmadığımız gibi,

 

Gidenin ardından kıskanç sözler,

İtiraflar, yad etmeler, hasretle, hayırla,

Gitti bizim çocuklar,

Sonsuzluk şehrine,

Son model bir şehre,

Şehirlerin sonuna,

Başlangıç için ne güzel bir yer,

Bizim bir yanımız, kıskanç hasretlik,

Sizin bir yanınız, bahar bahçe,

Esmadan kalan bir söz size,

Bizden damlayan, Son söz size,

Görüşmek üzere…

 

Yazan, Bir Garib Adam