Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.

1-Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, 2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, 3- Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği zaman. 4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır. (Zilzal Suresi,1.-4. Ayetler)

Haberin sahibinden geçen günlerde bize bir mesaj ulaştı. Tıpkı ayet-i kerimedeki gibi ‘’Ne oluyor?’’ diye soruverdik birbirimize. O an işte insan kendisinin aciz bir yaratılan ve muhtaç bir kul olduğunu her zamanki gibi kısa da olsa anladı.

Meşhur Ağustos depreminin ardından belki de en sarsıntılı depremi yaşayan İstanbullular tekrardan o günleri hatırlamış olsa ki herkeste bir panik havası ve endişe mevcuttu. Okula koşup evladını almaya giden analar, evinden eşini çocuklarını alelacele dışarı çıkartan babalar, işinin başında iken direk çıkışa yönelen çalışanlar vs herkes o anda yapılması gereken en doğru kararı vermenin çabası içindeydiler. Ve bir kez daha güçsüz oluşumuzun örneklerini yaşamış olduk.

Hayat böyle… Ne zaman kendimizi dev aynasında görsek ne zaman ki kendimizi bir övgüler silsilesinde hissetsek bir anda ‘’Evet, ben mükemmelim, ben başarılıyım.’’ Cümleleri ile başlayan kibir dolu cümleler aklımızda belirir. Halbuki bu durumun tamamen farklı ve değişik olduğu inanan bir insan için aşikardır. Eşrefi mahlukat olan biz insanlar ‘’akıl’’ nimetinden son derece faydalanıp doğru ve faydalı işler yapmakla mükellef iken yaptığımız veya yapacağımız bir eylemin mutlaka dahası olduğunu ve olabileceğini unutmamalıyız. Bunu bilen insanda tevazu denen sıfat muhakkak belirir ve hayat döngüsündeki yeriniinsan adına almış olur.

Anlık bir sarsıntı ile insanın o süslü, kibir dolu büyük cümleleri yerle bir oldu ve bir kez daha anladık ki;

Evet, biz eşrefi mahlukatız akıllıyız amadoğrusu çok zalim ve cahiliz. (el-Ahzâb, 72)

Evet, biz çok tedbirli ve sakiniz ama aceleci bir fıtratla yaratılmışız. (el-Enbiyâ, 37)

Evet, biz fedakâr ve cefakârız amaşayet yaptıklarımızdan ötürü başımıza bir fenalık gelse, hemen ümitsizliğe düşüveririz. (er-Rûm, 36)

Evet, biz Allah’a çokça şükür ve ibadet ederiz ama şüphesiz ki Rabb’mize karşı pek nankörüzdür.(el-Âdiyât, 6-7)

Evet, biz gayet cömert ve eli açık insanlarız ama gerçektendünya malına son derece düşkünüz ve onu çok severiz. (el-Âdiyât, 8)

Evet, biz şükran sahibiyiz ama nefslerimiz kıskançlığa meyilli olarak yaratılmışlardır. (en-Nisâ, 128)

Evet biz güçlü ve cesuruz ama Allah bizi önce zayıf olarak yarattı, zayıflığın ardından bize kuvvet verdi, kuvvetimizin ardından da tekrar bir zayıflık ve ihtiyarlık verdi. (er-Rûm, 54)

Allah, vatanımızı ve insanlarımızı her türlü afet ve kötü olaylardan muhafaza eylesin. Hepimiz de anladık ki deprem önceden bilinemiyor, yine en iyisi biz bilenle aramızı iyi tutalım…

O’na emanetiz… Saygı ve hürmetlerimle… Duada kalın…

Yazan, Alican Kızıldaş ( Medipol Üniversitesi)