“Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar”

Üstad Mehmet Akif Ersoy tarafından yaklaşık bir asır önce bize bir mesaj var, İstiklalimizin Marşında. Peki, nedir bu mesaj? Canavar olan medeniyet mi? Yoksa bu kavrama yeni manalar veren topluluklar mı?

Bu haykırıştaki tepki, uyarı, mesaj medeniyetin kendisine değil, Allahsız ve dolayısıyla anlamsız bir medeniyet tasavvuru inşa eden, zihinleri işgal eden bâtıl batı hakkında. Sözde kapsayıcı ve gelişmiş yapısıyla ve kimsenin fark etmediği bir maske olan “Medeniyet Maskesi” ile yüzünü, gerçek kimliğini gizlediğini yine şu sözlerle dile getiriyor Üstad ; “Medeniyyet denilen maskara mahluku görün, Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün.”

Medeniyet kavramı toplumun zaman, zemin ve şartlarına göre anlaşılır, şekillenir, değişir ve gelişir. Bâtıl batı bu kavramı kendi inanç (inançsızlık) ve değerlerine göre evirdi. Böylece “biz ve diğerleri”diktası ile fark ettirmeden toplumları, milletleri, beyinleri işgale başlamış oldu. 18.yy sonu kendi uydurma kavramlarını geliştirerek halkları –izm’lerle baş başa bıraktı. Bugün hala sahte kavramlar ve fikirler etrafında tartışmalar ve çatışmalar yaşıyor ve bir adım dahi ileri gidemiyoruz. Üstad Cemil Meriç’in dediği gibi “-İzm’ler idraklerimize giydirilmiş deli gömlekleridir.”

“Bâtıl Maske görevini çok güzel yerine getiriyordu.”

Kendimizle çelişmeden dile getirmemiz gereken hakikatlerimiz var.

Örneğin; Batının mana ile de olsa getirdiklerini ret mi etmeli?

Hayır.

Biliminden, Sanatından, Teknolojisinden kesinlikle faydalanmamız gereklidir. Fakat bu gereklilik tabi olmak, gebe kalmak şeklinde değil, ibret ile geliştirmek, üretmek için olmalıdır. En güzel örneği, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ve özellikle çok sayıda gencimizin iltifat ettiği milli gururumuz “Teknofest-2019”u verebiliriz. Demek ki bâtıl da olsa batının alınabilecek yanlarını almak gereklidir. Denge önemlidir.

Peki, formül nedir? Nasıl gard alınmalı olanlara, olacaklara?

Cevap net: İslam.

Kuran ve sünnet merkezli bir hayat ile her saldırı bertaraf edilebilir. Çünkü İslam her zaman evrensel bir mesaj olmuştur. Batı medeniyeti diye uydurdukları işgal, katl politikalarına söyleyeceğimiz söz “İslam, medeniyetin özüdür” demek olacaktır. İslam medeniyeti, insanoğlunun yaratılışından beridir, içinde onlarca, yüzlerce, binlerce milleti barındırmış, “Ben Müslüman’ım” diyenlerin yaşam biçimi olmuştur. Tüm bu hakikate rağmen bugün İslam’ın anlaşılamamasının en önemli sebepleri başında yine biz Müslümanlar geliyoruz.

Neden?

Yaşadığımız bu asırda ve hala dipdiri, taptaze, kusursuz din, İslam’ı, İslam medeniyetini anlatamayışımız, belki de yaşayamayışımız.

Batıl batı İslam’ın kendi dünyaları ve çıkarları için büyük bir sorun olduğunun farkında, bu sebeple yaşam kaynağı olan İslam’ı alelade bir kavram seviyesine indirip kendilerinin verdikleri mana ile dünyaya sunmaktadırlar. “İslami Terör”, “Müslüman Terörist” vb kavramlarla dünya İslam’dan korkmakta ve kapsayıcı bir medeniyet olduğundan haberdar olamamaktadır. Ki arada da Müslüman topluluklara mesaj olması açısından fanatik kişi ve gruplar eliyle suikastlar düzenlemektedirler. Örneğin; Yeni Zelanda’da cami baskınında onlarca Müslüman’ı ibadetleri esnasında katlettikleri gibi. İslam’ın büyük bir medeniyet olduğunun farkında olan batıl, korkusundan dolayı azgın ve vahşi bir hayvan gibi saldırmakta, mazlum ve masum insanları katlederek öfkesini de kusmaktadır. Örnekler çoğaltıldıkça çoğaltılabilir, Filistin’de, Suriye’de, Doğu Türkistan’da ve daha nice mazlum coğrafyalarda yapılanlar, ne hikmetse hep mazlum Müslümanlaradır. Batıl batı kendilerinden bekleneni yapmaktadır.

Ya biz…

“Bu gidiş nereye?”

“Diriliş ne zaman?”

Sözü toparlarken: Mazlum oldukça zalim olacaktır, iyiler oldukça kötüler olacaktır, firavunlar oldukça da Musalar da olacaktır. Bizlere düşen Kuran ve sünnet merkezli dil, kültür, medeniyet ve yaşamdır. Hayatın merkezine İslam’ı alan topluluklar hiçbir zaman mağlup olmayacaklardır. Umudumuz yeni asra damga vuracak GENÇlerimizdir. Bâtılın uydurduğu mana ile medeniyet bitecek ve “Ben Müslümanım” diyen neslin dirildiği “İslam Medeniyeti” insanlığın umudu olacaktır.

“Asım’ın Nesli”ni hasretle ve heyecanla bekliyoruz…

Yazan, Ahmet Gazi Ayhan Aydın ( Belagat Dergisi )