Konuya direk olarak kitabın ortasından gireceğiz. “Günümüz gençliğine baktığımızda başıboş gibi görünüyor ama içinde durdurulmaz fırtınalar kopuyor.” Çünkü; Bu gençlik bir çağ kapatan, bir çağı açan ecdadını biliyor. 15 Temmuz gecesinde gözü sadece vatanı için, şehitliği isteyen bir nesilden bahsediyorum. Uydurulmuş, kurgulanmış bir hikayeden değil. Tarihe adını altın cümlelerle yazdı bu gençlik! Ölüm perdesi boğazına sarılmış olarak cihad meydanına koştular.

Niye mi? Hakka kul olabilmek için…

Karakterli şahsiyet ne güzel açıklamış; “Müslümanlar geleceklerini kurabilmeleri için geçmişlerini sorgulamak zorundadır, çünkü bir kimse dünü eşelemeden bugünü kavrayamaz bugünü anlamayan geleceği kuramaz.” İşte tam da demek istediğimiz budur. Bize yıllarca unutturmak istediler geçmişimizi, lakin biz gelecekle birlikte geçmişini anlamaya çalışan, bir nefer olmak için kendimizi bu yola adayacağız.

Genç Kardeşim! Senin elinde bütün düşmanlarına karşı koyacak kuvvetli iki silahın var; iradeli olmak, çalışmak. Sen hem düne hem de bugüne çalışmak zorundasın. Bak kardeşim Suriye’ye, Arakan’a, Filistin’e yapılan zulümleri.

Uyuma kardeşim! Bizi yıllarca uyuttular ve uyutmaya devam ediyorlar. Nasıl mı? Teknoloji mikrobuyla,  genç nesillerimizin ahlakını ateşin odunu yaktığı gibi ateşin mumu erittiği gibi gönül dünyalarını yıkmaya devam ediyorlar(Küresel güçler)…

Dostlar ne çok işimiz var nede çok derdimiz var. Bizleri bir diplomaya mahkûm ediyorlar. Bizim en önemli, hayati meselelerimizi bile umursamıyorlar.  Bizler demeliyiz ki “Ey Zalimler! Biz Allah’ın kullarıyız bizim ilk hedefimiz Allah’ın rızasını kazanmaktır.” Hal böyle olur ise, Rabbimiz bizlere nice kapılar bahşedecektir. İNŞAALLAH…

ŞUNU UNUTMAMALIYIZ Kİ!!!

GENÇLER OLARAK DAİMA ALLAH’ı ZİKİRLE, BATININ KAPILARINI KIRIP HAKKA KUL OLACAĞIZ…

 

Yazan, Fırat Ayhan