“Akıl ne büyük nimet” böyle söylerdi hocam bazı zamanlar, derin bir offf hali ile. Bu söz beni hep etkilemiştir. Zamanla geliştikçe ve eskidikçe, nimettir dediğim, mahrumiyetlerim arttıkça, sözdeki hikmeti biraz daha iyi kavramaya başladım.
Kuran’ı Kerim de 16 yerde “ûlül elbab – Akıl Sahipleri” diye bahseder Mevlamız. Bu ifade öncesinde ve sonrasında bir çok uyarıyı, rahmeti barındıran bir ifade.
Ama mevzu bahsimiz veya benim vereceğim örnek bu değil. Bir gün ayrıntılı gireriz inşaallah, bu uyarı niteliğindeki hikmete…
Her şey mahallemizin maskotu sayılan, tatlı, tombiş bir abi ile ilgili. Kazım abi. Bu abi, akli melekeri yerinde olmayan, amiyane tabirle, mahallenin delisi derler ya hani, öyle bir zaat. Ama bu ifadeyi yazıp yazmamakta dahi tereddüt ederken, yazarak bize bir mesaj vermek istiyorum. Yazdığım için de, önce Mevlam’dan, sonra sizlerden özür diliyorum…
Konumuza dönelim. Kazım abi 40’lı yaşlarda, belki de 50’li.
Geçenlerde, sabah yürüyüşü yaparken bir şey fark ettim, onu bileli, izleyeli 20 yıl olmuş. Bu farkedişin sebebi ise, onunla ilk konuşmamın, o gün olması idi.
Tatlı, tombik, Kazım abi, mahallede sürekli tebessüm ederek yürüyen, çocukların, “Kazım pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım” dediği. Büyüklerin “kazıııımmm nassıııınn?” hitabına muhatab olan, bir tatlı adam.
Bileli izleyeli dedim ya, bu izleyiş, dikkat hali ile SEYRe dönüşeli 5 sene oluyor/olmuyor…
Seyretmek kudreti Mevladan olsa gerek. Gönülle yapıldığı için olsa gerek.
Son 5 senedir, Kazım abi’nin yanında sürekli muhafızları var. Bazen 2, bazen 4 oluyor bu muhafızlar. Bu muhafızlar yanında iken kimse pek laf atamıyor Kazım abiye. Eee muhafızlar bir hissetseler korudukları kişinin kızdığını, affetmezler kızdıranı, başlarlar paçadan kapmaya, sonrası malum, 100 mt. Türkiye rekoru. Evet tahmin ettiğimiz gibi muhafızları mahallemizin köpekleri, demeyeyim, kıtmirleri diyeyim izninizle…
Yürüyüşe dönelim. Yani ilk konuşmaya.
Kazım abi ile göz göze geldik. Yaşlanmış bir hayli. Üzüldüm, şaşırdım.
Ve dilimden çıkan ses;
“Selamun Aleyküm”
Ve cevap; “Aleyküm Selam (gülen gözlerle)”
Nasılsın Kazım abi?
İyiyim (tombik tombik gülen yanaklarla)
“Canım benim, iyi ol hep” dedim ve ben yola devam.
Aslında konu ne mütebessim ve tatlı, tombik Kazım abi, ne de yanındaki muhafızlar. Konu, Kazım abi’nin, zaman zaman dilinden, haykıra haykıra, aşkla ve sevgiyle ve özlemle, dökülenler;
“Anaaaamm… Anaaaaammm…”
“Al beni yanına Anaaammm… Nerdesin Anaaaammm…”
Hali ile akli melekeri eksik, dili ile derviş bir adam…
Şimdi sorarım bize; kim akıllı, kim meczub, kim derviş, kim evlad, kim ADAM…
Kısa bir ibret vesikası. Akıl ne büyük nimet. Kıymet bilene.
Kıymet bilmeyenin, kıymetini elinden alırlar… ( Sımsıkı sarılın, kıymetlinize…)
Yazan, Ahmet Gazi Ayhan Aydın