Canlı, heyecanlı, yüreği sevda dolu, bilgiye aç, gayretli, nasıl olsa birileri yapar -değil de-, “Ne Yapmalıyım?” diyen; dinine, kitabına, milletine ömrünü verebilecek “Er Oğlu Er”ler aranıyor…

Zaman hızla akıyor ve ben bunu iyi değerlendirmeliyim.Peygamberimin, Efendimin bir hatırlatması vardı bana bu konu ile alakalı deyip, kafasında şimşekler çakarken “İki şeyin kıymeti bilinmeli, Sağlık, Boş Vakit” uyarısını hatırlayan;kendimi geliştirmeliyim, OKUmalıyım, OKUmalıyım, OKUmalıyım, öğrenmeliyim, yazmalıyım, yaşamalıyım, paylaşmalıyım, diyen Talebearanıyor…

Bunlar nasıl diziler, filmler, belgeseller, tiyatrolar diyerek, sürekli şikâyet edip, hâlâ bir şey üretmeyen; bunlar nasıl oyuncu “püfff”, nasıl senaryolar yazmışlar “offff”, ben olsam böyle yapmazdım, şöyle şöyle şöyle yapardım, yazardım, oynardım deyip de eşinin-dostunun kafasını şişirmeyen, Oyuncu, Senarist, Yapımcı, Yönetmen aranıyor…

Yok, arkadaş!Kesin arkasında şu var. Yok, aslında bundan dolayı da olmuş olabilir. Adamlar yapıyor kardeşim, biz hâlâ onlardan alıyoruz ne yapalım? Şartlar böyle biz Üçüncü dünya ülkesiyiz, zaten her şey en son gelir bize, mahkûmuz onlara. De-me-yip de, dinini, diyanetini, vatanını, milletini korumak bilinci ile kavrulan, yanıp tutuşan, Uçak Mühendisi, Silah Sistemleri Mühendisi, Savunma Teknolojileri Mühendisiaranıyor…

Yediklerimizin hepsi hormonlu, hastalıklarımızın sebebi işte bu ürünlerdir. Hazır gıdaya alıştık artık ne yapalım? Elden ne gelir? Sabah evden çıkıyoruz, akşamın hangi saatinde geliyoruz, bir de yemekle uğraşamayız. Hazır gıda iyidir iyi, hormonluysa ne yapalım? Vebali, günahı satanın boynuna. Çaresizliğini, başta kendi coğrafyasında olmak üzere, dünya coğrafyasını da bu illetten kurtarmak isteyen Gıda Mühendisi, Ziraat Mühendisi aranıyor…

Avrupa Birliği sürecimizde temel hak ve hürriyetler gereği İnsan Hakları (şüpheli) Bildirgesi’nin şu safsatalı maddesi gereğince, diye cümleye başlamayan. Hakkın ve Hakikatin dili “Kur’an-ı Kerim” ile yaşayan, gelmiş geçmiş en büyük insan hakları bildirgesini “Efendimiz (sav)’in Veda Hutbesi”ni hayatının Mihenk Taşı noktasına koyan Avukat, Savcı, Hâkim, aranıyor…

Aradığımız o kadar çok şey var ki aslında, hangi birini yazsak burada bilemiyoruz. (En güzeli ve gerekliliği ile noktalı yerleri siz doldurun.) Ama bildiğimiz bir şey var ise ve o da; Üstadın dediği gibi,“Sağına soluna bakmadan ben Hazırım diyen Gençlerimize-Hazinelerimiz, Cennete biletlerimiz- ihtiyacımız var.”Bu sebeple, sizlerİ Dua ediyoruz, sizlerE Dua ediyoruz ve biliyoruz ki siz oradasınız.

Ve son söz niyetine; Unutma Genç ADAM, Çınar Ağacı saksıda yetişmez…

Yazan, Ahmet Gazi Ayhan Aydın ( Değirmen İçinde Bir Başak Tanesi, Kitabından )